Son bir haftadır, çok eski tarihlerde birlikte spor programları yaptığımız, arkadaşımız dediğimiz, yolda gördüğümüzde, defalarca; “Kardeşim, radyoya bir uğra, ziyaretimize gel, bir çay ikram edelim” diye dostluk gösterdiğimiz bir şahıs, anlam veremediğimiz bir şekilde şahsıma ve aileme, sosyal medya aracılığıyla saldırıyor, ağıza alınmayacak hakaretler ediyor, tehditler savuruyor.
İşin garip tarafı şu ki bu şahsa karşı en ufak bir söylemim, hareketim olmadığı halde, Linyitspor yönetimini eleştirdiğim için yapıyor bunları. Kaldı ki ben davamda haklıyım ancak takımımıza karşı bir zararımız dokunmasın diye yönetimle olayı tatlıya bağlayıp kapattık. Hatta davet ederseniz seve seve idmanlara gelir, fotoğraflarla takımımıza destek veririz dedik. Ancak mana veremediğim bir biçimde bu şahıs, bu olayı kişiselleştirmiş ve sürekli beni özelden rahatsız ettiği gibi kendisine karşı yaptığım konuşmaları, sanki taraftara yapıyormuşum gibi paylaşarak beni, hedef haline getirmeye çalışıyor.
Yönetime söz söylemek ayrı bir şeydir takıma karşı söz söylemek çok ayrı bir şeydir. Benim, Linyitspor takımına karşı bir açıklamam olmadığı halde, sanki takıma laf ediyormuşum gibi bir hava yaratıp üzerine taraftarları galeyana getirme gayreti içinde. Kaldı ki bu kişinin, yönetim için, “Büyük kahpelikler, şeytanlıklar var. O koltuğu boşaltacağız” diye ailemize attığı ve kendisine destek olunması yönünde mesajları var. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Ben, bu şahsı severim. Futbol kafası çalışır, futboldan anlar ama öyle sanıyorum ki şu sıralar, sağlıklı düşünemiyor. Sağlıklı düşünemediği için de sürekli kanuni olarak suç işleyen şeyler paylaşıyor. Ben de kendisine, bu acemiliklerini hatırlatıcı bağlamda, “Figüranlar oyun oynadığını zanneder. Ben medya yöneticisiyim” dediğim zaman, bunu alıyor ve “Nihat Mermer, taraftara şöyle şöyle dedi. Siz kimsiniz dedi. Siz figüransınız dedi. Ben medya deviyim dedi.” diye paylaşıyor. Halbuki ben kendisiyle, şahsı olarak diyalog kuruyorum o ise bunu alıyor ve farklı söylemlerle paylaşıyor. Ben zaten futbolun içinde olan biri değilim ki taraftara ne gibi bir söylemim olabilir? Bir de mantıklı düşünmek gerekirse, taraftara niye laf edeyim. Birkaç kişi dışında kimin taraftar olduğunu bile bilmiyorum. O kadar uzağım yani konuya. Bu şahıs da kalkmış, kendi kişisel problemlerini (Kaldı ki o problem de nereden çıkıyor vallahi bilmiyorum. Ben bu adamı yolda gördüğümde kardeşim nasılsın diyen adamım) belli bir grupla özdeşleştirmek suretiyle kendince kurgu yapıyor.
Bu şahıs, sosyal medyada sürekli suç işliyor demiştim. Söylenmiş bir sözü, farklı söylenmiş biçimde yayınlayarak iftira atıyor. (Mesela sunucumuzun, kamera arkasında, “Bu şekilde başarılı olamazlar” sözünü “İnşallah başarısız olurlar dedi” şeklinde paylaşıyor. Kaldı ki kamera arkasıdır. Yayın bittikten sonra kendi kendine yorum yapıyor. İnsanlara seslenmiyor. Bu montaj hatasını alıyor, sanki kitlelere seslenilmiş imajı yaratarak hedef gösteriyor. Halkı kine teşvik ediyor. Ailemize küfür ederek hakaret suçu işliyor. Kardeşimi kastederek “Elimde, eski başkana küfür ettiğiniz video var” diyerek şantaj suçu işliyor. Onu da açıklayayım: Bu top belasına, iki defa kardeşimin ekmeğiyle oynamaya kalktılar. İşinden etmeye çalıştılar. Kardeşim de bu yüzden ağzını bozuyor. Sonuna kadar da haklıdır. Ekmek davası bu! Sonuna kadar kardeşimin arkasındayım. Gerekirse bir küfür de ben ederim.
Medya işlerini bilmediğini söylediğimiz zaman kızan bu şahıs, uzun zamandan sonra basın işlerine el atınca sanırım küçük çaplı bir zehirlenme yaşadı. Bu sektörde hazım, kolay değildir. Ölçüp biçip hareket edeceksin. Mesela benim kendisiyle yaptığım özel konuşmaları, sosyal medyada yayınlayarak Kişisel Verilerin Korunması Kanununu ihlal etmek suretiyle suç işliyor. Bir de konuşmanın tamamnı yayınlasa, hedef göstermeye çalıştığı, taraftarı galeyana getirmeye çalıştığı konudan çok farklı bir konunun konuşulduğunu herkes görecek. Mesajların bütününde, kendisini bir dost olarak gördüğüm halde neden durup dururken bana saldırdığını sorup, en ufak bir hakaret kelimesi olmadan doğru davranmadığını izah etmeye çalışıyorum. Kaldı ki gecenin birinde, konuşmaı başlatan da kendisi. Benim bu tür durumlara ayıracak vaktim bile yok çünkü iş yetiştiriyorum. Ancak bu şahıs, kendince cin fikirlilik yaparak konuşmanın sadece bir paragrafını alıp, onu da kendince evirip çevirip lanse ediyor ve kişileri galeyana getirmeye çalışıyor. Böylece başka bir suç daha işlyor. Bu böyle gidiyor. Bakın bir kere daha yazıyorum: Bir haftadan beri vallahi billahi bir türlü mana veremediğim, mantıken bir türlü birbiriyle bağdaştıramadığım olaylar yaşıyorum.
Buraya özellikle yazıyorum: Ben, futbol işleriyle haşır neşir olmayı çok sevmiyorum. Yıllar önce bıraktım. Ama Linyitsporlu muyuz, evet, Linyitsporluyuz. Radyomuzun içinde özel olarak asılmış bir Mehmet Besler forması vardır. Parmağımızda şişlik olmadığı sürece taktığımız Linyitspor yüzüğümüz vardır. Hepsi bu. Bu kadar. Bunu gösterme gereğini de çok duymam çünkü benim hayatımın merkezinde futbol yoktur. İş olarak yapılacaksa da profesyonel olarak yaparım. Takımımız destek isterse gücümün yettiğince olurum. Lakin yat Allah futbol kalk Allah futbol işleri bana gelmez kardeşim. Benim başka işlerim güçlerim var.
Bu yazıyı, 06.00 civarlarında yazıyorum. 23.00 saat önce kalktım. Dağ-bayır çekim yapıp koşa koşa Tavşanlı’ya gelip söz verdiğim diğer çekimi yaptım. Çocuklarımla bir saat ya oturdum ya oturmadım ve tekrar çalışmaya radyoya geldim. Kaldı ki çocuklarımı da üç günde sadece birkaç saat görmüşümdür. Gecenin birinde, işi gücü bıraktık, bu adamın egosunun tatmini ile uğraşıyoruz. Peki konu ne? Sen onu dedin ben bunu dedim. Ortada kendisine karşı söylenmiş bir söz de yok ha! Ne topmuş arkadaş!
Ey sevgili şahıs! Çocuğumu, Kütahyaya hastaneye götürmem gerekiyor. Bunun için 09.00’da kalkmam lazım ama 23 saattir ayaktayım. Umarım mutlusundur. Benim, bir ailem var. Sorumluluklarım var. Lanet olasıca futbol dışında idare etmem gereken birçok dal var. Yani vaktimi, uzun top atsaydı gol olurdu, ofsaytı bozmasaydı bu olurdu diye olmuş bitmiş şeylerin üzerine yorum yaparak harcayamam. Şu zamana kadar idare ettim ancak yeter! Tehdit, hakaret vs gibi olayların tüm ekran görüntüleriyle birlikte savcılığa başvuracağım. Kendisi de elinden geleni ardına koymasın.
Bu arada üzerine basarak belirteyim: Benim, Linyitspor taraftarına veya takıma karşı söylenmiş bir söylemim yok. Futbolseveler, bu şahsın hala anlam veremediğim söylemlerinin oyununa gelmesin. Benim derdim bambaşka bir şey lakin sabah ilk ışıklarında, uğraştığımız şeye bak! Çok yazık!
Yönetime söz söylemek ayrı bir şeydir takıma karşı söz söylemek çok ayrı bir şeydir. Benim, Linyitspor takımına karşı bir açıklamam olmadığı halde, sanki takıma laf ediyormuşum gibi bir hava yaratıp üzerine taraftarları galeyana getirme gayreti içinde. Kaldı ki bu kişinin, yönetim için, “Büyük kahpelikler, şeytanlıklar var. O koltuğu boşaltacağız” diye ailemize attığı ve kendisine destek olunması yönünde mesajları var. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Ben, bu şahsı severim. Futbol kafası çalışır, futboldan anlar ama öyle sanıyorum ki şu sıralar, sağlıklı düşünemiyor. Sağlıklı düşünemediği için de sürekli kanuni olarak suç işleyen şeyler paylaşıyor. Ben de kendisine, bu acemiliklerini hatırlatıcı bağlamda, “Figüranlar oyun oynadığını zanneder. Ben medya yöneticisiyim” dediğim zaman, bunu alıyor ve “Nihat Mermer, taraftara şöyle şöyle dedi. Siz kimsiniz dedi. Siz figüransınız dedi. Ben medya deviyim dedi.” diye paylaşıyor. Halbuki ben kendisiyle, şahsı olarak diyalog kuruyorum o ise bunu alıyor ve farklı söylemlerle paylaşıyor. Ben zaten futbolun içinde olan biri değilim ki taraftara ne gibi bir söylemim olabilir? Bir de mantıklı düşünmek gerekirse, taraftara niye laf edeyim. Birkaç kişi dışında kimin taraftar olduğunu bile bilmiyorum. O kadar uzağım yani konuya. Bu şahıs da kalkmış, kendi kişisel problemlerini (Kaldı ki o problem de nereden çıkıyor vallahi bilmiyorum. Ben bu adamı yolda gördüğümde kardeşim nasılsın diyen adamım) belli bir grupla özdeşleştirmek suretiyle kendince kurgu yapıyor.
Bu şahıs, sosyal medyada sürekli suç işliyor demiştim. Söylenmiş bir sözü, farklı söylenmiş biçimde yayınlayarak iftira atıyor. (Mesela sunucumuzun, kamera arkasında, “Bu şekilde başarılı olamazlar” sözünü “İnşallah başarısız olurlar dedi” şeklinde paylaşıyor. Kaldı ki kamera arkasıdır. Yayın bittikten sonra kendi kendine yorum yapıyor. İnsanlara seslenmiyor. Bu montaj hatasını alıyor, sanki kitlelere seslenilmiş imajı yaratarak hedef gösteriyor. Halkı kine teşvik ediyor. Ailemize küfür ederek hakaret suçu işliyor. Kardeşimi kastederek “Elimde, eski başkana küfür ettiğiniz video var” diyerek şantaj suçu işliyor. Onu da açıklayayım: Bu top belasına, iki defa kardeşimin ekmeğiyle oynamaya kalktılar. İşinden etmeye çalıştılar. Kardeşim de bu yüzden ağzını bozuyor. Sonuna kadar da haklıdır. Ekmek davası bu! Sonuna kadar kardeşimin arkasındayım. Gerekirse bir küfür de ben ederim.
Medya işlerini bilmediğini söylediğimiz zaman kızan bu şahıs, uzun zamandan sonra basın işlerine el atınca sanırım küçük çaplı bir zehirlenme yaşadı. Bu sektörde hazım, kolay değildir. Ölçüp biçip hareket edeceksin. Mesela benim kendisiyle yaptığım özel konuşmaları, sosyal medyada yayınlayarak Kişisel Verilerin Korunması Kanununu ihlal etmek suretiyle suç işliyor. Bir de konuşmanın tamamnı yayınlasa, hedef göstermeye çalıştığı, taraftarı galeyana getirmeye çalıştığı konudan çok farklı bir konunun konuşulduğunu herkes görecek. Mesajların bütününde, kendisini bir dost olarak gördüğüm halde neden durup dururken bana saldırdığını sorup, en ufak bir hakaret kelimesi olmadan doğru davranmadığını izah etmeye çalışıyorum. Kaldı ki gecenin birinde, konuşmaı başlatan da kendisi. Benim bu tür durumlara ayıracak vaktim bile yok çünkü iş yetiştiriyorum. Ancak bu şahıs, kendince cin fikirlilik yaparak konuşmanın sadece bir paragrafını alıp, onu da kendince evirip çevirip lanse ediyor ve kişileri galeyana getirmeye çalışıyor. Böylece başka bir suç daha işlyor. Bu böyle gidiyor. Bakın bir kere daha yazıyorum: Bir haftadan beri vallahi billahi bir türlü mana veremediğim, mantıken bir türlü birbiriyle bağdaştıramadığım olaylar yaşıyorum.
Buraya özellikle yazıyorum: Ben, futbol işleriyle haşır neşir olmayı çok sevmiyorum. Yıllar önce bıraktım. Ama Linyitsporlu muyuz, evet, Linyitsporluyuz. Radyomuzun içinde özel olarak asılmış bir Mehmet Besler forması vardır. Parmağımızda şişlik olmadığı sürece taktığımız Linyitspor yüzüğümüz vardır. Hepsi bu. Bu kadar. Bunu gösterme gereğini de çok duymam çünkü benim hayatımın merkezinde futbol yoktur. İş olarak yapılacaksa da profesyonel olarak yaparım. Takımımız destek isterse gücümün yettiğince olurum. Lakin yat Allah futbol kalk Allah futbol işleri bana gelmez kardeşim. Benim başka işlerim güçlerim var.
Bu yazıyı, 06.00 civarlarında yazıyorum. 23.00 saat önce kalktım. Dağ-bayır çekim yapıp koşa koşa Tavşanlı’ya gelip söz verdiğim diğer çekimi yaptım. Çocuklarımla bir saat ya oturdum ya oturmadım ve tekrar çalışmaya radyoya geldim. Kaldı ki çocuklarımı da üç günde sadece birkaç saat görmüşümdür. Gecenin birinde, işi gücü bıraktık, bu adamın egosunun tatmini ile uğraşıyoruz. Peki konu ne? Sen onu dedin ben bunu dedim. Ortada kendisine karşı söylenmiş bir söz de yok ha! Ne topmuş arkadaş!
Ey sevgili şahıs! Çocuğumu, Kütahyaya hastaneye götürmem gerekiyor. Bunun için 09.00’da kalkmam lazım ama 23 saattir ayaktayım. Umarım mutlusundur. Benim, bir ailem var. Sorumluluklarım var. Lanet olasıca futbol dışında idare etmem gereken birçok dal var. Yani vaktimi, uzun top atsaydı gol olurdu, ofsaytı bozmasaydı bu olurdu diye olmuş bitmiş şeylerin üzerine yorum yaparak harcayamam. Şu zamana kadar idare ettim ancak yeter! Tehdit, hakaret vs gibi olayların tüm ekran görüntüleriyle birlikte savcılığa başvuracağım. Kendisi de elinden geleni ardına koymasın.
Bu arada üzerine basarak belirteyim: Benim, Linyitspor taraftarına veya takıma karşı söylenmiş bir söylemim yok. Futbolseveler, bu şahsın hala anlam veremediğim söylemlerinin oyununa gelmesin. Benim derdim bambaşka bir şey lakin sabah ilk ışıklarında, uğraştığımız şeye bak! Çok yazık!
