Hani hoca Nastettin’in çok bilinen bir fıkrası vardır.Timurlenk,buna bakınız diye hocanın köyüne bir fil vermiştir.Koca hayvan durduğu yerde durmaz,köylünün başına dert olur.Köylü toplanıp,Timurlenk’e şikayete gidip,fili köylerinden almasını isteyecektir.Nasrettin hocadan da kendilerine liderlik edip başlarında bulunmasını isterler.Hoca kabul eder,düşer köylülerin önüne.Tam Timurlenk’in karşısına çıkar hoca,arkasına bir bakar kimse yok.Timurlenk’in ne istiyorsun sorusuna,haşmetlim der,bize verdiğiniz FİL yalnız kalıyor,bir tane daha istiyoruz.
Tunçbilek,yaşamımızın önemli beldesi.Çocukluğumuzun ve ilk gençliğe adım attığımız güzel yer.İlkokulu orta okulu orada okuduk.Rahmetli babam Mustafa Mermer(Çakır Mustafa)GLİ malzeme ambarında çalışırdı ve oradan emekli oldu.Tunçbilek’in her noktasında çok güzel anılarımız vardır.Ve çocukluğumuzun mükemmel arkadaşları elbette çoğu ile hala görüşüyoruz.Madenciler mahallesi,şimdi yok ama olsun,bir numara,aşağı ve yukarı termik,köprübaşı,küçük İlet hey gidi güzel günler..
Ve işte bu Tunçbilek’de mevcut olan termik santralı.Ki yurdumuzun önemli elektirik üretim merkezlerimizden.Ve elbette insanımızın ekmek kapısı.İşte bu santral,ekmek kapımız bu günlerde ekmek kapımız olduğu kadar,canımızı acıtan hayatımıza kast eden tesisler haline geldi.
Sanırım 2015 yılıydı kesin hatırlamıyorum da,başlangıç tarihi çok önemli değil aslında.Özelleştirildi bu santral,ÇELİKLER HOLDİNG bünyesine geçti.Ve ne olduysa ondan sonra oldu,santralın bacaları,tam anlamı ile zehir saçmaya başladı.Dediğimiz gibi santralın bacalarından çıkan zehirli dumanlar,hayatımıza kast ediyor,onulmaz hastalıkların öncüsü oluyor.
Sorun anlayabildiğimiz kadarı ile bu bacalarda olması gereken filtrelerin olmamasından kaynaklanmakta.Bir ara konu için görüştüğümüz eski milletvekilimiz sayın Vural Kavuncu,ateşleme sistemlerinin de düzeltilmesi gerektiğinden bahsetmişti.Bu bacalardan çıkan zehirli dumanın,Tunçbilek ve çevre halkına verdiği zararı sayın Kavuncu’ya dile getirip ne olacak demiştik.Tarih 16 Ağustos 2017 idi,röportaj arşivimizde mevcuttur.
İşte o tarihte sayın Kavuncu,hükümetin santralı özelleştirme kapsamında ÇELİKLER HPLDİNG ile yaptığı protokol kapsamında,bacalara filtre takma için 2019 yılına kadar süre verildiğini de açıklamıştı.Ancak zaman aktı geçti,2017 yılından 2019 yılına geldik.Ne oldu peki,hoop yeni bir yasa ve ÇELİKLER HOLDİNGE bacalara filtre takması konusunda 2023 yılına kadar ek süre verildi.
Yani bizi yönetenlerin hiç umurunda değiliz,bacaların zehir saçması,bölgede yaşayanların zehir soluması kimsenin umurunda bile değil.Ve açıkcası bölgede yaşayanlarda bu soruna açık ve net tepki koyamıyorlar.Sorunlarını dile getirip,üst makamlarda dertlerini anlatmakta çaresiz kalıyorlar.Yapabildikleri tek şey sosyal medyada ciyaklamak.Ciyaklamak kelimesinden kimse rahatsız olmasın ve kusura bakmasın tam anlamı ile öyle.
Birde laf başı geldiğinde kasım kasım kasılan yerel basınımız var.Tunçbilek akıllarının kenarından geçmez bu zehirlenme olayında.Görmez,duymaz,kokuyu hissetmez yerel basın.Aslında yerel basınımızın ciddi anlamda üzerine gitmesi gereken konudur.Tunçbilek ve bölge halkının zehirlenmesi olayını sıcak tutabilmelidirler.Bölge halkı ile oradaki yetkililer ile görüşebilmeliler.Sorunun üst makamlara taşınmasında öncü görevini üstlenebilmeliler.Dediğimiz gibi Tunçbilek halkının zehirlenmesi onlarında pek aklına gelmez.Hadi bakalım arşivlerini karıştırsınlar.Sen böyle diyorsun ama işte biz bu konuyu sürekli dile getirip,yetlililere ulaştırma çabası içinde olmuşuz desinler.
Şimdi biz buradan öncelikle sayın milletvekillerimize,sayın valimize,sayın kaymakamıza ve bütün sayın yetkilierimize seslenmek istiyoruz.TUNÇBİLEK zehirleniyor lütfen görün,duyun yardım edin.
