Hani hoca Nasreddin,tarlaların arasında,ıslık çala çala,keyifle yürüyormuş.Hocam çok neşelisin diyenlere de,eşeğimi kaybettim onu arıyorum yanıtını veriyormuş.Peki o zaman bu keyifli halin ne diyenlere.Bir umudum şu tepenin arkasında kaldı.Orada da bulamazsam,siz bendeki feryadı görürsünüz demiş hoca Nasreddin.
Salı günü keyifliydik diyebiliriz.Maskemizi taktık yürüdük meydana,aval aval diyebiliriz.Sonra avukat Aliihsan Bakır’ın yanına uğradık,mevzu derin Aliihsan abimiz yoğun.İşimiz de özel olunca çok fazla oyalanmamaya özen gösterdik.Sonrasında,gecikmeli bir elektirik faturası ve internet faturası,oh cepten para çıkınca hafifliyor insan.
Yeşil Bursa çay ocağına attık kapağı.Ramazan’la hoş geldin beş gittin hikayesi.Kapının önünde oturuyoruz tabi,geldi bir hemşehrimiz.Sen Balıköy’lümüsün dedi,yok buralıyız yanıtını verdik.O zaman Dereboyundan dedi,yahu buralıyız dedik gene.Sen nerelisin bakalım dedik tabi.Balıköy’lü imiş,bankada işi olan bir hanımefendiyi getirmiş.Taksicilik mi yapıyorsun dedim.
Hayvancılık yapıyormuş,hemşehrisine yardım etmekmiş amacı.Küçükbaş mı,büyük baş mı dedim.Küçükbaş,istersen ayarlayalım sana kurbanlık dedi hemen.Adı Hüseyin,valla zor bu sene bizim için dedim kaç para ortalama diye sordum.Ağa kesilebilecek bir erkeç 1500 lira dedi ve ekledi,niyetin olursa taksit de yaparız dedi.Hayırlısı bakalım dedik,nasıl işler memleketin vaziyeti nedir deyince,insanımızın klasik yanıtı geldi.İyi bakalım çok şükür halimize.
Arada bir hemşehrimiz daha geldi.Mustafa Muhacırlar’dan oturur oturmaz çayı söyledi tabi.Nasılsın,vaziyetler ne alemde deyince.İnsanımız yozlaştı çok dedi,nerede eski günler.Yönetenler yozlaşınca,insanlarımızda yozlaşıyor dedik,vallahi haklısın ağa dedi Mustafa.İki hemşehrimiz daha geldi konuşmalarına kulak misafiri olmakla yetindik.Ekonomik açıdan bayağı bir dertliler.Demek ben tek değilim dedim kendi kendime.Birisi,bizim kahveci Ramazan’a sürekli Hasan diyor,Ramazan’da bozmuyor hiç.Ya onun adı Hasan değil,Ramazan dedim de,ne fark eder dayı dedi,ha Hasan ha Ramazan.
Kalktık sonra,niyetimiz albayın oraya doğru yollanmak.Tansel Bacaksız dükkanının önünde.Hem hayırlı işler dedik,hem var mı Linyitsporda haber dedik.Sen ne biliyorsan ben de onu biliyorum abi dedi Tansel.Her zaman ki gibi,çay için ısrarcı oldu da,içmediğimiz yer değil sağ ol deyip yürüdük.
İki üç adım attık atmadık,Tahsin Yurdcu,amatör futbolumuzun gençlerinden.T.Linyitsporun alt yapısından,bu sezon Akıncılarsporda oynadı.Hem A takımda hem U 19 takımında.Güney Erdem hocanın yanından geliyormuş.Çalışmalara başlayacakmış,antrenman programı almış,Güney Erdem’den.Albayın medikale gitmeden,Dağdelen ticaret de Yılmaz Dağdelen’le iki lafladık.Bayağı bir yoğun gibi geldi Yılmaz,telefon elinden düşmedi.
Albay medikal dükkanında,yardımcısı Esat’la pinekliyorlar.Eskiden de biz çalışırdık,medikal işlerinden az buçuk çakarız yani.Ahmet Albay’ın kafa da uyar bize.O ara da T.Linyitspor taraftarı olarak tanıdığımız Mustafa Taş da geldi.Sorusu belli,abi T.Linyitsporda neler oluyor?Mustafa sen ne biliyorsan biz de onu biliyoruz diye geçiştirdik.Arada sağlam yağmur yağdı,diner gibi olunca da,albay ben kaçar dedik.Kantarın oraya gelince gene hızlandı yağmur,herkese talih,bize kör Salih hesabı.
Kemal Zeytinoğlu caddesinde,ayakkabıcı Feti abiye dar attık kendimizi.Sağ olsun hep hoş karşılar bizi,çay ikram etmeden de yolladığı gün yoktur.Feti abi ile olunca konu hep Linyitspor olur.Akın Şirin müdür olacakmış dedi.Akın bey müdür olunca,kulübede bir başkan bulurlar,her şey çok daha iyi olur dedi.Güldük biz de,bir şey demedik.Bizim sayın Akın Şirin’den umudumuz yok artık.Büyük düşünmeyi beceremiyor,plan proje yok maalesef.Her neyse,yağmur gene azalınca yollandık eve gideceğiz.
Arifağa caminin orada,Ekrem Seçgen geçti önümüzden aracıyla.Birbirimize el sallamakla yetindik.Salı pazarına girdik,gene Ahmet Demiralp hoca,işten geliyor.Yürüdük pazarın içinden.
Eşeği kaybedenler,bulamazlarsa,feryatları göğe çıkar gibime geliyor.
