Bir yanda ; Umut, pembe hayaller,dostluklar, yardımlaşma ve özgürlükler!
Diğer yanda ; açlık, yoksulluk, hayal kurmanın bile lüks olduğu kırık hayatlar, düşmanlıklar, ayrıştırılmış toplum yapısı ve bunları dile getirmenin bile suç sayıldığı hukuksuzluklar!
Bütün insanlar umutla beslenir. Hayal kurmak, çocukluktan başlayarak herkesin doğal hakkıdır. Karşılık beklemeyen dostluklar, toplum yardımlaşma ve dayanışması olmazsa olmazlarımız. Özgürlükler ise doğuştan kazanılan haklarımız.
Bu çerçeveden bir gözlem yaparsak :
18 yılda bunların hepsinin elimizden alındığını görürüz!
Eskiden eğitimsiz kişiler iş bulmakta zorlanırdı. “Ne iş olsa yaparım” sözü oradan kalmıştır.
Şimdi ; neredeyse her ilçede kurulan lise seviyesindeki üniversitelerden mezun olan eğitimli (!) gençler aynı sözü söylüyor. Aileler, sıkıntıyla okuttukları çocuklarına cep harçlığı, yüksek öğrenim kredisi taksiti ve SGK.nın saldığı haracı da ödemek zorunda kalıyorlar.
İş bulamadığı için intihar edenler, fırsatını bulup yurt dışına gidenler, çocukluğunu ve gençliğini yaşayamadan erken yaşlananlar. . .
Çocuğunun canı çekip istediği basit bir şeyi bile alamayıp, çocuğu avutmaya çalışan babanın dramını yaşadınız mı hiç?
Çocuğunun okul formasını alamadığı için canına kıyan babanın aklından neler geçmiştir acaba?
Ya pazar artıklarını toplayıp evine yiyecek götürebilen insanlar!
Ya , Açlık, sefalet ve umutsuzlukla perişan olmuş hayatlar!
Hayal bile kuramayan,; rotasız bir gemi veya küreksiz bir sandal gibi kendini akıntıya bırakmış öğrenciler!
Birbirine düşman edilmiş komşular, akrabalar!
Ayrıltırılmış, ötekileştirilmiş, şeytanlaştırılmış kitleler!
Ve bütün bunları anlatanlara dava açan hükümet adamları, ceza veren yargı mensupları! ! !
Maalesef Ülkemiz’in manzarası bu!
Çöpten yiyecek toplayan çocukları görüpte yüreği sızlamayan insan olabilir mi?
Tecavüz edilen çocukları, öldürülen kadınları duyupta yaralanmayan bir yürek olabilir mi?
Onulmaz hastalığa yakalanmış ama parası olmadığı için ölüme terk edilen kişiler, ruhumuzu, vicdanımızı acıtmaz mı?
Ey duyarlı insanlar; 18 yılda geldiğimiz durum budur! Sosyal devleti sadece erzak ve kömür dağıtmak zannedenlerle bu toplum düzelmez! Bu acılar derinleştikçe gerek ruhsal ve gerekse ahlâki çöküntüler çoğalacaktır.
O günleri görmemek için gözlerimizi yummak değil, uyanmak gerekiyor!
Ülkemin ufkunda aydınlık ve güzel günlerin doğması dileğiyle, tüm halkımıza sevgiler ve saygılarımı sunuyorum!!!!!!
Chp İlçe Başkanı Fisun Aktakka Yıldız
